gorsel ve ses isbirligi uzerine

Merhaba,

Ilk hafta bir cok mediumdan olusan begendigim ornek proje linklerini postlamistim.

Bu hafta daha cok audiovisual projeleri arastirdim. Arastirirken audiovisual projelerin ilgimi cekmesinin ana sebebinin derin bir muzik, enstruman ve ritim bilgi ve birikimimin olmasinin tam aksine enstruman calmayi baslangic seviyesinde bildigim icin, elle olusturulan gorsellerle dijital ses olusturabilmeyi, muzik ve ritimler yaratabilmeyi alternatif ve eglenceli bir yol olarak gordugum icin ilgi cekici buldugumu farkettim. Gecen hafta derste Dyskograph projesinin uzerinde durmustuk, kisaca bahsedeyim;

dysko2

“The Dyskograf is a graphic disk reader that creates music from drawings, or more precisely, from felt tip pens that draw shapes on paper discs. These discs are read by the Dyskograf’s camera as it spins, while constantly decoding the images via an algorithm/software platform to produce unique notes in real time for the interactive installation…”

dyskopgrah_vimeo

Yukaridaki kamera, bos bir kagit plagin uzerine cizilen siyah alanlari tarayarak, her bir siyah alana farkli ritimler veriyor, kisi cizmeye devam ettikce sesler ust uste geliyor ve ritmik bir muzik olusuyor. Kisaca, cizimi bir muzik siralamasina donusturuyor. Bu da cizmeyi bilen insanlara gel muzik de yap, cizimin bir muzik olsaydi bu sesleri cikarirdi diyor.

Bu projeyle devam eder ve gelistirebilirsem konuyu analog ile dijitalin karsi karsiya gelmesiyle yahut birbirini beslemesiyle ve de bunun insanlara kendi muziklerini “cizebilme” olanagi vermesi uzerine oturtmayi planliyorum. Bu baglamda kalem ve kagit yeni enstrumanlarimiz oluyor.

“The thought of a unique ‘disc print’ holding a one-of-a-kind beat and musical hook, created from the second unique process of drawing and visual imagery, opens the door for all kinds of cross-art correlations.”

Daha sonrasinda bunu nasil bir konsepte oturtabilirim diye  dusunmeye basladim. En basindan beri kagit plaklarin uzerine kendim illustrasyon yapip onlari  muzige donustururum diye dusunuyordum. Sonrasinda soyle bir projeyle karsilastim;

sound-of-the-earth

Ardindan bu audio-visual collabrationdaki ogeleri nasil harmanlayabilirim diye dusundum.   Yuri Suzuki gibi ben de Istanbulun belirli semtlerinin “bilinen” seslerini kaydedip bunu illustrasyonlarimla birlestirmeyi dusundum. Sonucta cikacak sey, kagit plagin uzerinde Uskudar’in illustrasyon taslagi olacak, dyskograph calisirken izleyici bu taslak uzerinden siyah kalemle cizim yapacak ve her boyanmis alanda Uskudar’dan sesler gelmeye baslayacak ve cizimler cogaldikca, sesler bir harmoni icerisinde ust uste gelecek. -bunlar biraz karisik, benim de kafamda tam oturabilmis degil.-

Buldugum bir cok diger audio-visual orneklerini burdan bulabilirsiniz;

Tunetrace Video

Bu proje de, benim “gorseli sese donusturme” problemime baska sekilde yanit veriyor.

 

 

 

 

Leave a Reply