Author Archives: cemremavi

The modelling of the game

I have started modelling the istiklal street as the city environment for my game. Unfortunately,modelling every building with every detail takes more time than I hoped. Because we have decided on a render type of 2 color or 2 color with shadings, there will be no textures on the buildings. It means more modelling, more time render than covering up with textures. Those are the 3 different ways of renderings in my mind(those renders are from the mockup I have started rendering all over again from the beginning :

F1147 F1147_style2

after I took some photographs I have started from tunel, looking from the map also.I could only finish the map placement,and completely finish one buildingin apocalyse aesthetic with details:

snapshot2 

 one of the buildings in the tunel area     the first modelling of that building

the first modelling of that building

 

Phenomenology ve Yaren’e ilgi

Yaren’in gerçeklik arayışı benim uzun süredir takıldığım bir fikri yeniden canlandırdı. Beyini bir bilgisayar olarak düşünürsek girdileri ve gönderdiğimiz herşeyi kontrol eden bir organı algılamış oluyoruz. Aynı felsefede empirizmin ortaya koyduğu gibi gerçekleri yalnızca duyularımızla algıladığımız şeyler olarak düşünmüşümdür hep. Yalnızca bütün duyuların en sonunda proses edildiği yer beyinlerimiz. Yani bütün gerçeklik algımız, birşeyin sıcak ya da soğuk olduğunu farketmemiz, rüyalarımız, duygularımız, iyi ve kötü algımız hepsi yalnızca ve yalnızca o et kümesinin kıvrımlarına ait. Yani bütün gerçekliğimiz aslında komadayken gördüğümüz bir rüyada ibaret, hissettiğimiz bütün duygular bipolar hastalığımızın manisinde yaşadığımız delusionlardan ibaret olabilir, bütün tarihimiz hayal gücümüzün derinliklerinden gelme bir hikaye olabilir.

Küçüklüğümden beri yaşadığım dünyanın (ne kadar egoist gelse bile) bana oynanan bir oyun olduğuna dair ince bir fikir vardı hep kafamda. Truman show’u ilk izlediğim zamanlar ,  constructed reality fikri beni epey bir süre rahatsız etmişti. Küçükken anneannemin evinin soba borularını kamera olup olmadığını görmek için kontrol eder, hayatımla ilgili benim anlatmadığım ayrıntıları etkileşimde bulunduğum bazı insanların nereden bildiğini sorgulardım. Yaşım ilerledikçe kendi gerçekliğimle barışsam da bu konu felsefik olarak derin bir konu olarak bende kaldı. İşte ben de bu gerçeklik algısı hakkında birşey yapmak istiyorum. Dediğim gibi kolumuzu bile beynimizden verdiğimiz bir komutla kullanırken, etrafımızdan aldıgımız her uyarıyla da beynimizin tepkisi değişiyor. Yani karşılıklı bir muhabbet var sürekli. İnput ve output. Ve artık brainwave band’lerle bunu simultaneous tespit edebiliyoruz. Ve görsel ve işitsel olarak beyin dalgalarımızla aktive olan sanal bir gerçeklik yaratmak istiyorum. Bunu girdiğiniz bir kabin olarak düşündüm. Ve hissettiğimiz düşündüğümüz herşeyle değişen, ve kendin seçeneklere göre değiştirdiğin storybooklar gibi bir experience yaratmak istiyorum. Yani mood ring gibi hareket eden bir visual audio virtual reality.

Graduation projectle ilgili ilk beyin fırtınaları

Geçen yaz Audio production ve muzik okuluna gittiğimde görme engelli bir sınıf arkadaşım vardı. Ve prodüktör olmak yni müzik yapımcısı olmak üzere okuldaydı. Hayatımda tanıştığım en etkileyici ve yetenekli müzisyenlerden biriydi. Bilgisayarındaki bir voiceover sistemiyle yalnızca Sonar adlı DAW’ı kullanabiliyor, her ne kadar teknolojik yetenekelri çok gelişmiş olsa bile engeli nedeniyle sık sık sıkıntılar yaşıyordu. Her ne kadar bir stationda çalışmak onun için dokunmayla özdeşleşmş olsa bile, stephen hawking örneğinden yola çıkarak ona zaman ve enerji kaybını kaybettirecek sistemlerle ne kadar daa fazla productive olacağını hep düşünmüştüm. Geçen yıllardan beri annem de nörolog olduğundan beyin dalgalarının bu tarz kontrollerle kullanılmasına bir ilgim vardı. Farketmediğim bu teknolojinin zaten hali hazırda ne kadar gelişmiş olduğuydu. Sonra mezuniyet projemi düşünürken kendim de müzik ve sound designla çok ilgili olduğum için bu beyin dalgalarıyla trigger olan daha sound interactive bir experience ya da oyun geliştirmek istediğime karar verdim. Geçen yıllarda sacit’in oyununun yarattığı o psikolojik gerginlik çok hoşuma gitmişti. Karakterin siz olduğunuz ve beyin dalgalarınızla aktive olan o kadar surround bir sistemin ne kadar yoğun bir deneyim olabileceğini düşündüm. Ancak hala görselle o kadar iç içe kocama bir projeye mi girmek istediğimi(çünkü zaten brainwave olayı çok büyük) yoksa sound interactive bir proje yapıp yapmk istemediğime karar veremedim. Eeg ve emg tetiklemesiyle çalışan sistemlerle ilgili araştırma yapmaya başladım. Aşağıdaki linkler onlara bir kaç örenk. (Bir de kendi hazır softwareiyle gelen brainkitler var. Çok ilgimi çektiler. Bir brainband aracılığıyla çalışıyorlar o medikal eski usul eeg kıskaçlarıyla değil).
http://www.indiegogo.com/projects/muse-the-brain-sensing-headband-that-lets-you-control-things-with-your-mind
http://en.wikipedia.org/wiki/Neural_Impulse_Actuator