Author Archives: defne

misir sapkali karinca

 

Misir sapkali karinca

 

 

Bu hikayeyi bir zamanlar yasadigim uzun soluklu bir aniyi hic bir zaman unutmamak icin yazdim, ve sevgili arkadasim karincaya armagan ediyorum. Biliyorum onu kaybettim zaten bir insanla bir karincanin arkadasliginin uzun surmesi cok zor cunku ben cok gucluyum ve heran onu uzebilirim veya ezebilirim diye dusunuyordum. Bazen onu cok uzdum bazen ben cok uzuldum ama beraber cok guzel zaman gecirdik ve herkesin bu kadar sevdigi bir dost bulmasi cok kolay degil, o yuzden nereye gidersen git bu hikayeyi yaninda tasiman dilegiyle yaziyorum her zaman benim kalbimdesin sevgili dostum.

 

Istemiyorum istemiyorum istemiyorum

Okula gitmek istemiyorum, odev yapmak istemiyorum, her seyden herkesten nefret ediyorum. buyukler cok salaklar ya en sevdigim meyve olan karpuzu bile sadece yedigim icin sevdigimi saniyo annem dograyip masaya getiriyo yemem icin. Halbuki ben ona bakmayi seviyorum dusunmeyi seviyorum, karpuz demeyi seviyorum ben. Onu yemeye kiyamam ki yedirmeye calisiyolar devamli, sevdigimiz her seyi tukettigimizi dusunuyolar anlayamiyorum bir turlu…

Neden her aksam 8 de yemek yiyip her sabah erkenden okula gidiyoruz ki bir turlu anlamiyorum onu da

Sikildim cok sikildim hayatin benim ustume yukledigi bu yukten cok sikildim artik dayanamiyorum, gene aksam gene yemek , uyuyup uyanip baska bi hayata tekrar dogmak istiyorum, neden bu yasa geldim ki anlamiyorum buyuklerden hepsinden nefret ediyorum onlar gibi siradan sikici bi hayatim olsun istemiyorum hepsinden nefret ediyorum, diye dusunuyodum, yaklasik bi aydir oldugu gibi, aynaya baktim yuzum sivilcelerle dolmustu. Bu sivilceler in de benim buyumemin getirdigi bi sembol oldugunu dusundum. Cirkin oldugumu dusundum. Sonra  Annemin bagarisini duydum: YEMEK HAZIR dedi her zamanki antipatik ses tonuyla… Neden o sofrada oturmak zorundaydim ki, zaten bu ailenin bi parcasi gibi hissetmiyorum kendimi diye dusundum. Suratimdaki sivilcelerden birini siktim ve salona gittim.

 

Sofraya oturdum babam hapur hupur yemek yiyo, onune bile bakmiyodu. Annem sacma sapan seylerden bahsediyodu. Bana gunun nasi gecti oglum diye sordu: Igrenc diye yanitladim, nefret ediyodum bu sorudan, gundelik rituellerimizden biriydi bu soru da, dislerimizi fircalamak ve dusa girmek gibi, zorunluluklarimizdan biri olmustu. Aile diye dusundum parcasi olmadigim topluluklardan bir oburu . Bir seyler soylemem gerekiyodu, bende, Ben barmen olcam dedim. Babami uzun suredir ilk defa gercekten kendi istegiyle konusurken gordum, annemin suratinda inanilmaz bi endise vardi… sonu gelmez nasihatlar ve kavgalar sonucu odama girdim ve kapimi kitledim. Bi kac saat napicagimi dusundukten sonra balkondan atladim ve buldugum ilk bara girdim. Icmeye basladim, ictim ictim sarhos olana kadar ictim

 

 

Uyandim, yatagimin ustundeydim, her zamankinden daha rahat oldugunu dusundum yatagimin, etrafima baktim ve bu yatagin benim yatagim olmadigini farkettim, inmeye calistim ama basaramadim kocaman bi yastigin uzerinde oldugumu farkettim. Dev bir yatagin ustundeki koca yastik. Yatagin uzerindeki ortuye tutuna tutuna asagi inmeye basladim,  asagi indim ve bana bakan bi bocek gordum, bu bocek benden daha buyuktu ve uzerime uzerime yuruyodu, nerdeyse benim boyum kadar antenleri vardi. dev bir hamam bocegiydi bu, daha once den hic bu boyda bir bocekle karsilasmamistim . kendimi bi anda cok ezik hissettim, kimin neyiydi bu bocek boyle. Annemlerin bana uygulamaya calistiklari bi komplo oldugunu dusundum, ama dusunmek yerine biseyler yapmam gerekiyodu. Kosarak yatagin altina saklandim ve o bocegin ordan gitmesini bekledim, uzun bi beklemeden sonra bocek ordan ayrildi ve bende yatagin altindan hizla kosmaya basladim. Yerler cok pisti ve cirilciplaktim bu yuzden surekli ayaklarimin alti pisleniyodu ve kimsenin beni boyle gormemesi gerekiyodu. Kostum kostum sonra demirler gordum. Bu demirlerde neyin nesi diye dusundum dev demirler vardi, her taraf igrenc kokuyodu ve farkettim ki dev bi hapisanenin icindeydim. Ayak sesleri duyuyodum bussuru ses duyuyodum, biri bana yardim etsiiiiiiin diye bagardim ama kimse beni duymuyodu. Bakindim ve gelen ayak sesinin bir gardiyana ait oldugunu farkettim gardiyan beni gormeden  kacmaliyim diye dusundum ve kosarak ordan kactim. Disari ciktigim zaman herseyi anliycagimi dusunuyodum.

 

Saskin saskin sokaga bakiyodum ya butun dunya dev olmustu ya da ben kuculmustum, yurumeye basladim okulumu ya da evimi bulmam gerekiyodu kendimi cok yanliz hissediyorum derken bi karinca gordum bu ne be diye dusundum, hayatimda gordugum en sevimli karincaydi onun da yolunu kaybetmis oldugunu dusundum evet ona bir seyler soylemeliydim,

 

Ama sen ne ariyosun burda tek basina diye sordum

 

Lutfen bana bir sapka bul dedi,

 

Ne ?

 

Bir sapka bulun!

 

Tekrar etrafima bakindim, beynimden vurulmusa dondum, gozlerimi acip acip kapadim kucucuk sevimli gozleriyle benden yardim istiyordu, ama ben daha onceden hic kimseye yardim etmemistim ki, ustelik son yardim etmek istedigim kiz benden bi pasta istemisti ve bende pastanin icine yanlislikla seker yerine tuz koyunca kiz pastayi benim kafama atmisti. Ben baskalari icin bir seyler yapmak konusunda yeterince basarili degildim ki.  Ama bu karincanin hic te yardima ihtiyaci varmis gibi bir goruntusu yok tu ki hic ac susuz veya usuyomus gibi durmuyodu son derece sevimli masum ve olgun gozukuyodu. Sonra kafami toparladim ve onla konusmaya calistim,

 

Ama sen sen sen nerden ciktin benim karsima dedim

 

Bana bi sapka bulmazsan senle bir daha asla konusmam dedi ve arkasini dondu.

 

Yerden bir adet misir tanesi buldum , hayatimda gordugum en sevimli arkadasimi kaybetmeye niyetim yoktu cunku. Misir tanesini elime aldim ve onun icini huuuppp diye icime cektim disini da minik dostu karincaya Verdim, al dedim bunu sapka olarak kullanabilirsin umarim hosuna gitmistir. Boylece karnimi da doyurmus oldum bu sapka umarim seni bir sure idare eder dedim. Tamam dedi minik karinca artik senle dost olmam icin hic bi sakinca kalmadi, artik yolumuza devam edebiliriz dedi ve yolumuza devam ettik.

 

Yoluma devam etmekte zorlaniyodum cunku o kadar kuculmustum ki yollari bir turlu anlamiyor ve okulumun ve evimin yerini bir turlu bulamiyordum. Bence biraz kosmaliyiz dedim karincaya, bu sekilde yurursek benim evimi bulmam yillarimi alicak kosarsak belki daha hizli olabiliriz dedim. Tamam dedi minik karinca. Kostuk, kostuk, kostuk… Cok  yoruldum ben artik yapamiyorum diye bagirmaya baslamistim hem de iyi ce susamistim fakat karinca beni duymuyor ve onden kosmaya devam ediyordu, ben de karincaya yetisiyim darken daha da hizli bir sekilde kosmaya basladim ve sonra bi anda basim felaket bir sekilde dondu ve guuum diye yere dustum. Imdaaattt diye bagirdim ve karinca beni sonunda duydu ayagim, ayagimi kirdim galiba dedim.  Karinca hayatinda hic boyle bir sey duymamisti; tek bildigi  benim basimin dertte oldugu ve somurmemiz icin acilen bir insan evine gtmemiz gerektigiydi.

Simdilik sen elini benim omzuma at ben senin yurumene yardim ediyim sonra bir insan evine gidelim ve senin icin bir cozum bulalim dedi minik karinca. Sonra bir ev bulduk ve iceri girdik.  Ohhhh diye dusundum minik daha onceden hic bu kadar sevinmemistim sicak bir yuvanin icinde olduguma ama artik benim icin insanlara ait olan her sey daha degerli olmustu. Benim acilen yurumemi kolaylastirmak icin bir sey bulmam gerekiyo, derken yere dusmus bir kibrit buldum. Ve sunun bi ucunu isirir misin cok uzun geldi bana bu kibrit bu kadar uzunken yuruyemem dedim. Karinca dostum yardim etmek icin buldugu kibriti kemirmeye basladi ve birkac saat yedikten sonra al galiba artik bu senin boyuna uygun dedi. Erken yatalim bugun de yarin benim evimi ya da okulumu bulalim dedim onlari cok ozledim ben…

sabah kendi evimi bulmak icin erkenden yola ciktik, elimde kurdan sendeleye sendeleye yuruyordum karinca arkadaasim da benim moralimi duzeltmeye calisiyordu. Bosver dedi gecicek, bi gun o kadar hizli yuruycez ki gordugumuz bir ucaga atliycaz ve yildizlari bile daha yakindan izliycez o gece. Belki baska sehirler bile gezicez. Yeterki sen once bi annenleri bul dedi. Ormanlik br yerden yuruyorduk karinca dostum bana o yolun daha kestirme oldugunu soyledi. Yururken yanlislikla bir agaca fazla surtundum ve gotum alev aldii. Aaaaaaaahhhhh diye bagirdim, gotum yaniyo sonra karinca kosarak geldi ve popoma tukurmeye basladi ufle dedim oyle daha cabuk soner. Cok sasirdi ve var gucuyle benim popomu ufledi birkac kez.

 

“Istersen biraz dinlenelim aksam yolumuza devam ederiz.” dedi

 

“Zaten gece cok usumustum iyi geldi biraz sicaklik, biz devam edelim bosver.” dedim.

 

Fazla rahat yuruyemiyordu minik karinca cunku sapkasi gevsemisti surekli dusucek gibi oluyodu, ben de ona buldugum otlardan bi tane bag yaptim ve ona sapkasinin artik daha saglam oldugunu ve rahatca yoluna devam edebilicegini soyledm.

Kibriti yanlislikla elimden kaydirdim ve yerde cok garip bir isik gordum. Ne oldugunu anlamamistim sanki elimdeki kibrit bi anda canlanmisti. Ve bir daha salladim bu sefer daha buyuk bir isik gordum sonra onu bir cicege salladim ve o cicek bir anda cok buyudu ve yeni bitkiler vermeye basladi. Elimdeki kibritin sihirli bi kibrit oldugunu farkettim belki bu kibrit agaca surtmeden once boyle diildi ama bu hale gelmisti. Fakat ben hayatimda hic sihirli bi kibrit bulmamistim ki onu nasi bi amac ugruna kullanicaktim hic bisey bilmiyodum bu konu hakkinda sonra karinca arkadasima sordum eger bana dogru sallarsa ben artik minik bi adam olmak yerine eski halime donucektim sonra onu karincaya verdim bana sallamasi icin ama o kibriti bana salladiginda hic bir degisiklik olmadi demekki sadece ben kullanabilirdim bu kibriti. Sonra ayagima dogru salladim ve ayagim iyilesti. Sonrada cantama koydum kibriti cunku cok fazla gerekmedikce kullanmak istemiyodum nasi olsa zorluklu bir yolculuk bizi bekliyordu…

 

 

Senle yola devam etmek icin senin hakkinda daha fazla sey bilmem gerekiyor dedi minik karinca en azindan bana adini soyle, benim artik bir ismim olmadigini uzunken bana verdikleri ismi begenmedigimi ve kuculunce her seyin cok degistigini ve sevmedigim bir isimle hayatima devam etmenin benim icin cok sacma oldugunu soyledim.

O da bana kendime acilen bir ad bulmam gerektigini insanlarin isimleriyle yasadiklarini ve o ismi yuceltmeleri gerektigini, acilen ismimin anlamini arastirmam gerektigini ve gerekirse ona farkli anlamlar yuklememi soyledi.

Peki senin adin ne minik karinca diye sordum

 

Benim adim sezar dedi. Dedem bi insanin sezar salatasindan yemeye calisirken icine dusmus, babam da bu aciyi asla unutamamis ve bana da cok sevdigi dedemin adini vermek istedi…

 

Ben de kendimi cok ozel hissetmek icin adimi su koydum insanlara hayat veren bazende insanlari bogan su olmak istedim, koca dalgalar yaratmak, bazende sessiz bi sekilde atomlara ayrilmak istedim, ya da o anda sadece cok susamistim ve benim icin en onemli olan sey su olmustu.

 

 

Sonunda benim eski okuluma vardim ve orda bazi insanlara kendimi gostermeye calistim fakat beni kimse farketmiyordu, ust siniflarda beni farkeden bir cocuk ta tam bana bakarken bir bocege donustu ve ben de bir hayli urktum, yoksa bu benim hapisanede karsilastigim korkunc bocek miydi? Ya da ben insanligi bozmaya mi baslamistim gibi soru isaretleri kafami tirmalarken bir anda cok usumeye ve savrulmaya basladim ve cok korktum guclu bir hava kitlesi beni bir icine cekiyor bir savuruyordu, ve arkami donup baktigimda bunun bir klima oldugunu farkettim ve artik ne kadar gucsuz oldugumu dusundum. Ordan kurtulur kurtulmaz minik arkadasim karincayi buldum ve dedim ki burden hemen uzaklasmamiz lazim ben artik evime gitmek istiyorum…

Artik sadece buyumek istiyodum ve buyumek icin ne yapmam gerekiyosa yapicak tim butun o olgun insanlar gibi olgun bir hayat surucek ve ustume dusen butun sorumluluklarimi yerine getircek daha sonra da buyuycektim, buyumesem de beni en azindan bir insanin gormesini istiyordum cunku insanlar olgun yaratiklardir ve her seye bir cozum bulabilirler belki de benim buyumem icin bi formul bulucaklardi ve ben de eski hayatima yeni bir baslangic yapabilicektim fakat beni en son goren cocugun da bir bocege donustugunu hatirladim ve urktum acaba ben bu insanlik icin salgin bir hastalik mi olmustum?

Sonunda sevimli karincayla eve dogru giderken yolda bi tane summuklu bocek gorduk sumuklu bocek agar adimlarla bize dogru ilerliyodu fakat oyle bi endamla yuruyodu ki sanki karincayi benim ellerimden almaya calisiyodu. Korktum karincayi elimden aldigini dusundum kiskandim karincayi paylasmak istemedim cunku o artik benim en yakin arkadasimdi ve bu dunyada beni en iyi anlayan yaratikti sonra yavasca cantamdan kibritimi cikardim ve sumuklu bocege dogru salladim ve sumuklu bocek bi anda hiz kazanip bizim aramizdan ayrilmaya basladi.

 

Sonunda eve gittik ben annem ve babama gozukmemek icin elimden geleni yapiyordum cunku onlarinda korkunc boceklere donusmesini istemiyordum. Fakat bundan sonra zamanimi evde ve evin yakinlarinda gecirmek bu sekilde de annemlerle daha fazla vakit gecirmek istiyordum. Ilk annemi gordugumde onun yuzunde cok buyuk bir huzun gordum adeta yaslanmisti ve cok mutsuz gozukuyodu. Babam o gun ise gitmemisti ve fisir fisir bir seyler tartisiyolardi, bu cocuk senin yuzunden evi terketti diye anneme bagirdigini duydum babami hepsi senin hatan dedi. Annem de babama kac yildir oglunla herhangi bir sebepten dolayi konusmusmuydun dedi. Kisacasi ikiside hic durmadan birbirlerini sucluyorlardi ve ellerinde gazete, gazetede de kendi resmimi gordum “ kayip araniyor” artik  benim olmadigimi herkes farketmisti annem babam okulum hatta ogretmenlerim bile benim oldugumu dusunuyolardi.

Fakat kendi kendime onlara soz verdim merak etmeyin geri donucem ve artik size layik bir insan olucam. Annemin, babamin hatta okuldaki ogretmenimin bile aslinda beni sevdigini farkettim.ve artik duzenli bir cocuk olmaya karar cerdim, bu yuzden duzenli bir cocuk olmak icin yapmam gereken seyleri bir kagida yazdim her gun dus al ustune temiz kiyafetler giy guneslen ve bol bol muzik dinle…

Bunlar benim buyumek icin yapmam gereken en ozel seylerdi. Cok yorulmustum minik karincayla beraber bir dolabin altina girdik ve sarilarak uyuduk yarin yapicak cok isimiz var dedim.

Sabah kalktim ve dusa girmeye calistim fakat dus o kadar buyuktu ki burda dus almaya calisirsam hayatimi bile kaybedebilirim diye dusundum, sonra cantamdan kibritimi cikardim ve dusa dogru salladim ancak dus kuculcegine daha hizli su akitiyodu daha tazzikliydi su ve burda dus almamin imkansiz oldugunu dusunup, icinde dus alicak baska bisey aradim. Mutfaga gittim ve bi fincan buldum tamam dedim burda dus alabilirim ve sicak temiz bir dus aldim sira ustume giycek temiz kiyafetler bulmaya gelmisti zeki karinca arkadasim da bana yemek masasindan buldugu bi pipetle ilerlemeye basladi onu azcik fincanin icinde temizledikten sonra yavas ca iki kolumdan da gecirdim. Ve enfes bir Tulum yarattim kendime.

Daha sonra kendimize yiycek biseyler bulmak icin ve biraz temiz nefes almak icin disari ciktik tekrar ne yiycez sevimli dostum dedim karincaya o da bana surda cok guzel kokan bi bitki var gel ona dogru yuruyelim dedi, boyutlarim degistiginden dolayi damak zevkim de degismisti bu yuzden surekli karinca ne yerse ben de onu yiyodum, sonra bi yaprak buldu ve o ferah kokulu yapragi yavasca bana uzatti gel dedi bunu paylasalim aksami da hafif geciririz. Derken bir isirik aldim ve karsimda ki karinca dostum da karsimda hapur hupur goturuyodu kendine dusen yariyi. Sonra birbirimize baktik ve kahkalarla gulmeye basladik. 10- 15 dakka boyunca kahkahalarla guldukten sonra . noluyo bize karinca dedim. O da bana onun da ara sira basina boyle bisey geldigini ve bu durumu iyi degerlendirirsek cok eglenebilicegimizi soyledi. Ben de artik daha fazla buyumek icin caba sarfedemiyicegimi soyledim ona. Sonra biraz saklanbac oynamaya karar verdik, ben 30 a kadar sayana kadar karinca coktan kaybolmustu ve ben de her yerde onu ariyordum, onu buldgumda o coktaaaan beni, saklanbaci ve geri kalan her seyi unutmus bir sekilde yapraktan yapraga atliyor ve sarkilar soyluyordu, ben bi an icin bu karincanin artik benim tanrim oldugunu dusundum, o yuzden mi acaba ben onu cok aradigim halde bulamamistim, cunku ben seneler once anneme sordugumda annemde eger tanriyi ararsam onu asla bulamiycagimi soyledi. Tipki benim de karincayi bulamadigim gibi, bu cok karmasik ama dahihane fikir uzerine dusunurken, bi ses geldi ve onun karnimdan geldigini farkettim. Ben cok aciktim dedim sevimli karincaya ve sabah onun buldugu yapraktan artik yemek istemedigimi soyledim daha proteinli bir besin istiyodum o da en az benim kadar acikti ve en iyisi sizin eve donelim dedi belki orda daha farkli bir seyler buluruz….

 

 

Ertesi gun oldugunda ona cok severek yaptigim bir seyden bir hayli uzak kaldigimi soyledim, biliyomusun karinca ben dalmaya bayilirim ve kuculdugumden beri yapmiyorum ben daliyim sen izle ve zaman tut dedim o da bana da ogretir misin dedi tabiii dedim ve bi adet su sisesi buldum ve bi hisimla icine baliklama atladim. Karinca arkadasim da hemen arkamdan atladi ama o daaha once hic yuzmedigi icin ancak bombalama atlayabildi. Once biraz kulac calistiktan sonra ona nasil dalincagini ogrettim. Ve cok keyifli bir gun daha gecirdik. Disari ciktik ve kucuk bi ates yaktik, ona onu daha iyi tanimak icin bi takim sorular sordum birbirimize korkularimizdan bahsettik ve itiraflarda bulunduk, bana hayatta en cok sahip olmak istedigim seyi sordu bende ona buyumek istedigimi soyledim tekrar buyumek ve anneme babama kavusmak eski hayatima donmek ti tek istedigim sey, ben de ona sordum neydi bakalim sevimli dostumun en cok istedigi sey, bana en cok istedigim seyden degilde en cok korktugu seyden bahsedebilicegini soyledi. Nedir dedim en cok korktugun sey bir gun tekrar buyuyup beni tamamen unutman dedi. Ben her zaman senin benim sahibim olmani istiyorum, simdiye kadar kimse icin bir seyler yapmamistim ve senin icin bir seyler yapmak beni cok olgunlastirdi dedi. Ben de ona bu dunyadaki hic bir canliya gercek anlamda sahip olamiycagimizi soyledim. Sen ancak benim yanimda kendini daha guvende hissedersin fakat ben senin sahibin olamam mesela benim annemler en son bir kopege sahip olmaya calistiklarindan bir sure sonra o kopege eskisi kadar ilgi gostermemeye basladilar ve kopek te depresyona girip butun bahcedeki horozlari yedi; kaldi ki ben seni unutmayacagim sen benim bu dunyadaki en yakin arkadasimsin su an nasil unutabilirim ki seni….

 

 

 

Bir sonraki gun hava cok guzeldi disarda cicekler kelebekler her yer rengarenkti, etrafta binbir cesit cicek acmaya baslamisti bunlar sardunyalardan muge cicegine, menekseye manolyaya kadar degisen cesit cesit cicekler. Gel birazcik bahce de yuruyelim dedi minik karinca yuruyelim ve etrafta ne olup bittigini anlayalim, fakat ben ona once biraz muzik dinlemek istedigimi cunku bir gece once cok kotu ruyalar gordugumu ve biraz guzel muzikler dinliyip kendime gelmem gerektigini acikladim. O da bana muzik nedir ki dedi, insanlarin yaptigi bisey oldugunu fakat cogunun insanlari mutlu ettigini neselendirdigini ve keyiflendirdigini fakat bazi muziklerin insanlari uzdugunu ama bu muziklerin de insanlarin uzulmeye ihtiyaci olduklari zaman dinlediklerini soyledim. Insanlar neden uzulmek istiyor ki diye sordu bana minik karinca, anlayamamamisti neden boyle dedigimi, aslinda ben de tam olarak insanlarin neden huzunlu muzik dinlediklerini bilmiyordum. Fakat ona bu durumu soyle acikladim insanlar bazen yani bir seyi kaybettiklerinde ya da bazi seyler yolunda gitmediginde cok uzulurler ve daha derinden uzulebilmek icin huzunlu sarkilar dinlerler dedim. Karinca da bana bence yeterince huzunlenemediklerinde dinlerler dedi, huzunlenseler neden daha fazla huzunlenmek istesinler ki? Cok zor bi konu bence de bu dedim en iyisi biz baska seylerden bahsedelim…. Biz mutlu muzikler dinleyelim ve mutlu olalim en iyisi dedi ve babamin calisma masasindaki mp3 calardan en sevdigim sarkilari actim ona ve kulakligin icinde cilginlar gibi dans etmeye basladim. Buyumek icin dans etmeliyim dedim, sevimli karinca da dans ediyordu ama bir turlu beceremiyordu cok cirkin dans ediyosun dedim. Ben dansci degilim. olmustu minik karincanin sevimli cevabi. “ ozur dilerim…” dedim ben de ona.

 

“Hala cok solgun gozukuyorsun dedi minik karinca bana disari cikalim dedim ben de biraz bronzlasmak istiyorum.” Nasi olsa insan olmak icin biraz cik bronz olmam gerekiyordu. Disari ciktik ve birazcik cimlerin uzerinde yattik, cok fazla dayanamadan ben burda cok sikildim dedim , tamam dedi minik karinca sen ne istersen onu yapalim, iceri girdik ve bas ucu lambami actim gel bunun altinda cok daha hizli ve Pratik bir sekilde bronzlasabiliriz tamam dedi 15 dakka sonra butun bedenim yanmaya basladi ve sordum sence yeterince yanmis miyim dedim. O da evet su an cok yakisikli gorunuyorsun tam bir insan gibi dedi.

 

 

Gunluk yuruyuslerimizden birini yapiyorduk ve bahcede daha once hic gormedigim bitkiler gormeye basladim  mavi renkli isirgan otlari, turuncu ay cicekleri ve bunun gibi bir suru degisik bitkinin oldugu bir yerden geciyorduk , sonra butun bu bitkilerin arasina girdigimiz zaman minik yuvarlak sari yaratiklar gordum bir grup halinde bir seyler yapiyorlardi, siz de kimsiniz dedim. Siz de neyin nesisiniz beni su an cok korkuttunuz lutfen bana ve karinca arkadasima zarar vermeyin. Neden boyle beraber duruyorsunuz? Dedi minik karinca.

Emir dedi onlarin arasinda en guclu duran yaratik.

Emir mi dedi karinca neyin emri?

Beraber durma emri dedi lider yaratik biz beraber durmaliyiz…

neden diye sordum korkmustum biraz sanirim gene kibritimi cikarmamin zamani geldi diye dusundum…

bizler bu bahceyi koruyoruz ancak beraber durdugumuz zaman bu bahceyi tam anlamiyla koruyabiliyoruz dedi onlardan bir tanesi. Nasil yani dedim siz hic kendinize vakit ayirmaz misiniz?

“Hayir dedi burayi bir ofis gibi dusun burasi senin annenin babanin gidip calistigi ofisler gibi biz de burda hic durmadan calisan koleleriz. “

“ peki siz hic tatil yapmaz misiniz dedi minik karinca onlara”

“yok dedi guclu olani biz munchlar calismak icin geldik dunyaya hic durmadan calisiriz”

“peki dedim siz hic bir zaman kavga etmez misiniz?”

“ hayir dedi lider munch biz her gun baris makyaji yapariz ve baris icinde yasariz, bizim daha fazla vaktimizi calmassan biraz daha calismayi dusunuyoruz dedi ve bi anda arkadasim karincayi yakaladi. Cabuk dedi cabuk bize bi kac tane leblebi bul yoksa arkadasini birakmayiz.

Tamam dedim ve kosmaya basladim hizla kosuyordum cunku karinca arkadasimin gercekten bana ihtiyaci vardi, eve gittim babam bi gece once butun leblebileri bitirmisti ve ben de komsunun evine gittim ordan leblebi bulmaya komsunun evi cok muzikli bir evdi cunku komsumuz cok unli bir muzisyendi ve ben de onlarin evinde leblebi ariyordum darken komsunun masasindaan birkac adet evrak buldum evraklardan birinin ustunde komsumun imzasi imzanin ucunda da bir sol anahtari vardi. o anda farkettim ki kalbim gum gum atmaya baslamisti, tanrim dedim kendi kendime daha onceden hic bu kadar asik olmamistim ve ne olursa olsun giderken o sol anahtarini da yanimda goturmeliydim. Cantamdan kibriti cikardim ve ona dogru salladim sol anahtari bir anda canlandi.

Oh be dedi, yillardir bu kagitta haps olmustum sonunda beni kurtardin. Ben de ona acele etmemiz gerektigini karinca arkadasimin tutsak oldugunu ve onu kurtarmak icin biraz leblebi goturmemiz gerektigini soyledim tamam dedi ve kosmaya basladik muzigin sesi gittikce uzaktan geliyodu, ve muzigin sesi uzaklastik ca sol anahtari yavasliyor enerjisini kaybediyordu. Devam edemiycem galiba dedi, hayir dedim hayir ben sana asik oldum birakamam seni. Sen git arkadasini kurtar sonra beni kurtarirsiniz. Kosa kosa munchlarin yanina gittim ve verin bana dostumu dedim ve onlar icin bulmus oldugum leblebileri onlara teslim ettim ve aceleyle ordan ayrildik. Yolda karincaya sol anahtarina nasil asik oldugumu anlattim ve onu kurtarip 3 muzun mutlu mutlu yasamasi gerektigini, fakat sol anahtarini buldugumuz da o artik olmustu. Saatlerce agladim lutfen dedim lutfen don, daha cok gencsin. Karinca arkadasim da bana onu o eve geri goturmemiz gerektigini eger muzik duyarsa tekrar belki tekrardan canlanicagini soyledi bana. Ben de ona onu artik hic sevmedigimi butun bunlarin onun yuzunden oldugunu soyledim. Acaba zamani geri alabilir miyim diye dusundum azicik geri alabilsem o karinca yerine sol anahtarini kurtairirdim once. Gerek yok gelmene dedim seni sevmiyorum artik. Olsun dedi bunlarin hepsi benim yuzumden oldu ve ben senle gelicem. Eve girdik once muzige dogru yaklastik ve hic bir sey degismedi, sonra masanin uzerinde duran metronomu gordu karinca gel dedi belki bu metronome calistirirsak onu tekrar canlandirabiliriz. Metronomu caldirdik karinca benim elimi tutuyodu ben sol anahtarinin ve metronomun ucuna dogru zipladik metronomla beraber gidip gelmeye basladi. Bir anda metronome cok hizlandi ve ikimiz birden yere savrulduk, sol anahtari yok olmustu. Bir anda etraf degisti ayni odadaydim fakat oda cok daha farkli duruyordu, farkli kokuyordu ve oda da farkli mobilyalar vardi. gel dedim karinca ya ne oldugunu cozmemiz lazim en iyisi benim eve gidelim. Tamam dedi benim eve gittik ve kendimi gordum cok daha kucuktum. Cunku metronome beni gecmise gondermisti fakat gecmisteki kendimi gorebiliyordum. Annemi gordum annem odaya girdi ve ben ona bagirip cagirdim ve kapiyi suratina kapadim. Sonra annemin odasina gittim onu hungur hungur aglarken gordum. Kendi kendime dusundum boyle davranmamaliyim dedim, ve simdiki ben olsam nasil davrancaksam oyle davrandim ve gidip ozur diledim ondan. Sarildim.

 

Ve bir anda buyumeye basladim gidiyorum ben dedim minik karincaya buyudum artik. Acelen var mi sana kirintilardan tac yapmistim dedi. sonra birseyler daha dedi ama sadece bir viziltiydi artik…

 

Gunler gecti hala sevgili dostumdan hic bir haber alamadim, unuttu sanirim beni, unutmasin diye surekli onun yaptigi sapkayi takiyorum fakat ozlemiyor beni galiba, ustelik ben tekrar muzik dinlemek istiyorum ama artik bizim sarkimizi hic calmiyor. Unutmak istemiyorum arkadasimi ama o beni unutmaya zorluyor, noluyor karanlik oluyor, ve sessizlik…

 

Yerdeki misir tanecigini Su’nun annesi supurur ve cope atar….